LYS/YGS Puanları Nasıl Hesaplanıyor?
Türkiye’de üniversiteye yerleştirilecek öğrencileri belirlemek için merkezi sınavlar ve yerleştirme yapılıyor. Sistemin genel adı, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi-ÖSYS.
Sistem dahilinde Yükseköğretime Geçiş Sınavı-YGS ve Lisans Yerleştirme Sınavları-LYS (LYS-1-2-3-4-5) yapılıyor. Sınavlar sonunda adayların YGS-1-2-3-4-5-6 ve LYS MF-1-2-3-4, TM-1-2-3, TS-1-2 ve DİL-1-2-3 ham puanları ve başarı sıraları hesaplanıyor. Adayların okul diploma puanı ve okulun YGS puan ortalamalarından hesaplanan Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanı-AOBP’nin katılımı ile de tüm bu ham puanların Yerleştirme-Y puanları ve Yerleştirme-Y başarı sıraları hesaplanıyor. Merkezi yerleştirmeler, bu Y puanları ve Y başarı sıraları esas alınarak yapılıyor.
Ham puanlar, her puan için, önce her aday için ve her test için ayrı hesaplanıyor. Adayın testte elde ettiği net sayısı (4 yanlış 1 doğruyu götürdükten sonra kalan net sayı), ilgili testin o yılki Türkiye test ortalamasından çıkarılıyor ve Türkiye standart sapmasına bölünüyor. Bu sayı 10 ile çarpılıyor ve 50 eklenerek ilk standartlaştırılma yapılıyor. Elde edilen sayı testin o puan türündeki katkı sayısı (katkı %’sinden elde edilen sayı) ile çarpılarak adayın o puan türü için o teste ait standart puanı elde ediliyor. İlgili puan türüne etki eden kaç test varsa hepsi için bu işlem tek tek yapılıyor. Böylece bir adayın, o puan türü için gerekli ne kadar test varsa o kadar standart puanı hesaplanıyor. Standart puanların toplamı o puan türünde adayın ham sınav puanını oluşturuyor.
YGS-1-2-3-4-5-6 için ham puanlar, adayın YGS Türkçe, Matematik, Sosyal Bilimler, Fen Bilimleri standart puanları toplamından oluşuyor.
LYS-MF-1-2-3-4 için ham puanlar, adayın YGS Türkçe, Matematik, Sosyal Bilimler, Fen Bilimleri ile LYS-1 Matematik, Geometri ve LYS-2 Fizik, Kimya, Biyoloji standart puanları toplamından oluşuyor.
LYS-TM-1-2-3 için ham puanlar, adayın YGS Türkçe, Matematik, Sosyal Bilimler, Fen Bilimleri ile LYS-1 Matematik, Geometri ve LYS-3 Edebiyat, Coğrafya 1 standart puanları toplamından oluşuyor.
LYS-TS-1-2 için ham puanlar, adayın YGS Türkçe, Matematik, Sosyal Bilimler, Fen Bilimleri ile LYS-3 Edebiyat, Coğrafya 1 ve LYS-4 tarih, Coğrafya, Felsefe standart puanları toplamından oluşuyor.
LYS-DİL-1-2-3 için ham puanlar, adayın YGS Türkçe, Matematik, Sosyal Bilimler, Fen Bilimleri ile LYS-5 Yabancı dil standart puanları toplamından oluşuyor.
Bir adayın YGS puanının hesaplanabilmesi için YGS’deki 4 testten herhangi 2’sinden 0,5’er net sayısı elde etmiş olması koşulu aranıyor. Bir adayın LYS puanın hesaplanabilmesi için YGS’ye girmiş olması ve herhangi birinden 180 ya da üstü ham puan almış olması gerekiyor. Ayrıca, ilgili LYS sınav testlerinden (MF’de 5, TM’de 4, TS’de 5 ve DİL’de 1) kaç sınava girdiğine hangi sınavlara ait olduğuna bakılmaksızın, herhangi 2’sinden 0,5’er net sayısı elde etmiş olması koşulu aranıyor.
Hesaplanan ham puanlar Türkiye’de en düşük netli öğrenci 100 en yüksek öğrenci 500 ve tüm diğer adaylar 100-500 arası puan alacak şekilde yeniden 100-500 aralığında standartlaştırılıyor. 100-500 aralığındaki ham puanlar 100-500 aralığındaki aday AOBP’leri 0,12 ile çarpılarak Yerleştirme puanlarına (Y) dönüştürülüyor. Meslek liseliler ayrıca kendi alanlarını seçmede kullanılmak üzere AOBP’ler 0,06 ile çarpılarak Mesleki ek puanlı Y puanları hesaplanıyor. Her aday Y puanına göre aynı zamanda sıralanıyor ve adayların Türkiye başarı sıraları oluşuyor. Yerleştirme bu sıralar esas alınarak yapılıyor.
Puan kısa hesaplama formulü adaylara daha kolay tahmini puanları hesaplayabilsinler ya da elde ettikleri puanların sağlamasını yapabilsinler diye bu hesaplamanın verileri ışığında elde edilmiş yan bir formüldür. Esas hesaplanma biçimi yukarıda anlatıldığı gibidir. Adaylara hesaplama içinde bir taban puan, baz puan adı altında puan verilmesi söz konusu değildir. Taban puan kısa hesaplama formülünde aşağı yukarı 10’la çarpılarak ve 50 eklenerek yapılan standartlaştırmaya denk geldiği var sayılabilecek bir sayısal oluşumdur.
2012’de yaşanan temel sorun, kontenjanlarda yapılan yüksek artışa karşın, LYS’de, özellikle de kendi alanı dışındaki puan türlerinde 180’i geçerek tercih hakkı kazanan adayların 2011’e göre ciddi oranda azalmış olmasıdır. Bu üniversiteli olmak isteyen yaklaşık 200 bin adayın bu isteğine salt barem puanı nedeniyle ket vurulması ve üniversite kontenjanlarının boş kalması sorununu doğuracaktır.
Ancak, bu durum medyada yer aldığı gibi
1- AOBP katsayısı 0,15’ten 0,12’ye alındığı için olmamıştır. Zaten AOBP’li puan Y puanıdır. Barem Y puanları ile değil, ham puanlarla ilgilidir.
2- Puanının hesaplanması unutulan aday olduğu için de değildir. Tüm adayların puanları kılavuzda belirtilen ve yukarıda anlatmaya çalıştığım formül ve koşullar çerçevesinde hesaplanmıştır.
Bu durum, büyük olasılık, adayların alanları dışında gerekli olan sınavlardan yalnız 1’ine katıldıkları ve 180 için gerekli olacak net sayılarını çıkaramamalarından kaynaklanıyor olabilir.
Avrupa Birliği'nin kapılarını araladığımız şu günlerde, hızla
gelişen ve değişen dünyamızda diğer uluslarla da iletişim sağlamak
zorundayız. Ülkemiz eğitim alanında Avrupa Birliğine tam üye olup
iletişimini İngilizce ile sağlamaktadır. Avrupa birliğine üye olan
ülkelerdeki okullara ve yetişkin bireylere yönelik Comenius, Gruntvig
ve Erasmus gibi, eğitimde kaliteyi arttırıp kültürler arası diyalog
sağlayan programların ortak dili İngilizce'dir. Başka bir deyişle,
diğer ülkelerle her alanda bilgi alışverişi yapabilmek, tüm
ilişkilerimizi yürütebilmek ve kendi düşüncelerimizi ifade edebilmek
için anadilimizden başka en az bir yabancı dil bilmek
zorundayız.
Günümüzde iletişim hem görsel-yazılı basın hem de bilgisayarlar
yardımıyla gerçekleştirilmektedir. Bu küresel iletişimin ortak dili
İngilizce'dir. İletişim kanallarının hızla artması ülkemizde de
işadamları, parlamenterler, yöneticiler gibi her kesimde çalışan
kişilerin yabancı dil öğrenmeyi özellikle İngilizce öğrenmeyi talep
etmesine neden olmaktadır.Ekonomik ve teknolojik gelişmeler sonucunda,
İngilizce neredeyse tüm ülkelerde kullanılan "dünya dili" haline
gelmiştir. Bu nedenle ülkemizde de yabancı dil öğretimi daha çok
İngilizce dili üzerinde yoğunlaşmıştır. NATO, UNESCO, UN gibi
kurumların varlığı bir iletişim dilini gerektirir.
İngilizce,televizyon ve radyoda olduğu gibi, bir
düğmeyle giriyor hayatımıza ya da buzdolabı ve çamaşır makinesini
çalıştırırken çıkıyor karşımıza. Hiç duymak istemesek bile pencereyi
açtığımızda sokaktaki müzikte karşılaşıyoruz onunla ya da çocukların
bilgisayar oyunlarında…
İngilizce konuşan insan kitlesi çok fazladır. Seyahat edilen yabancı
ülkelerde iletişim dili yine İngilizce'dir. Yabancı ülkelerde
karşılaştığımız sorunları İngilizce ile çözeriz ve sosyal yaşamı
düzenleriz.Bilgisayar dili İngilizce'dir ve internette hızlı araştırma
ve sörf yapabilmek için İngilizce elzemdir.
Şu anda bir çok üniversitede eğitim dili İngilizce'dir.
Üniversitelerde bilimsel makalelerin dili İngilizce'dir. Uluslar arası
kültür ve bilgi etkileşiminde en az bir yabancı dil ihtiyaç haline
gelmiştir.
Ülkemize gelen yabancı turistlerle iletişim kurup, ülke ekonomisine
katkıda bulunmak için İngilizce öğrenimi daha da önemli hale
gelmiştir. İngilizce uluslararası ticaret dilinin vazgeçilmez bir
parçasıdır. Bu yüzden iş başvurularında akıcı İngilizce konuşabilme
ve yazabilme şartı aranmaktadır. Kısacası; günün koşulları yabancı
dili bilmeyi gerektiriyor.
Sedat ARSLAN